30 Ekim 2012 Salı

Bir sonbahar kasveti..

Sabah bir baş ağrısıyla kalkarsın..Hava senden daha ağrılı ve karanlık..Akşamdan kalma olmadığını bilirsin..Nedir bu sıkıntı..Unuttuğun ,bir yerlerde bıraktığın bir şeyler ,yapman gereken işler varmış gibi bir hafıza karıştırırsın yok... Radyoyu açarsın..O senden de sıkıntılı..Ne dediğini ,ne çaldığını bilmezcesine kafası karışık..Sana bir şeyler vermektense almak yanlısı.. Yatakla az önce vedalaşmamış olsan ,tekrar koynuna girip ,başına yorganı çekip kaybolmakta vardı ama... Çaydanlığın çıkardığı sese kadar ,kendine bir yer beğenip ağırlığından kurtulamazsın.. Tadı sabahtan kaçmıştır gününün..Geceye kadar daha çok yorgunluk biriktireceksindir... Cam da bir tıkırtı..Az önce bütün siyahlığıyla sana günaydın deme lüzumunu hissetmemiş hava gözyaşlarıyla camından akmağa başlıyor.. Koltuğun ,kanepenin hiç bir yeriyle barışamıyorsun..Elinde soğutmaya çalıştığın çay bardağı bile ağırlaştıkça ağırlaşıyor ,bir yere bırakıp kurtulamıyorsun.. Hoş geldin sonbahar..Hoş geldin kasvet...

Hiç yorum yok:

Kel bisikleti: Yine yeniden

Kel bisikleti: Yine yeniden :  Güneşin bol göründüğü günler geliyor yavaş yavaş. Işığın bollaşması biraz da senin ışıkla birlikte oluşun. Ne...