8 Kasım 2012 Perşembe

Yağmurun sesine bak..

     Yağmurun sesine bak..
     Aşka davet ediyor..
   
     Ne güzel bir şarkıydı..Ne güzel bir şarkı..
     Yaşların ,yılların dert olacağını bilemediğimiz yıllardı..
     Hemen her  yağmur yağdığında ilk aklıma gelen bu şarkı ve bunu söyleyen olur..
     Duvarın üstüne belki de yeni alındığından sürtünmesin ,beyazlayıp eski görünmesin diye kotu iğreti bir şekilde oturmuş ,niye gökyüzüne bakıyorsa bakacak şekilde kafasını kaldırmış , birazdan çıkaracağı sesin en azından kendisi tarafından beğenilecek olması ümidiyle söylüyordu bu şarkıyı..
     Aşıktı..Belli ki kafasında güzel bir öykünün bütün detayları vardı..Daha yeni başlamıştı ama onu kaplamıştı..
     Güzel bir sesti..
     Yağmur yağmıyordu..Hüzün de yoktu..Şarkı çok güzeldi..Yağmur yağsın istiyordu.. Yan yana yürüselerdi..Belki el ele ,kol kola..
     O zamanlar olmazdı ya ..Varsın olsundu.. Kuytu bir köşe de sıkıştırılsın..O dudağından dese olmazlansa , nazlansa yanağından bir öpücük verseydi..Sonra kızsaydı  kendi kendine olmazlandığına ...Islansalardı yağmurun çisildediğinde ..Yağmur kuvvetlenince o ceketinin yakasını kaldırsa ,elini ceplerine saklasa..Sonra onun hırkasının içinden ıslanan gömleğinden tenini fark etse..Biraz kıskançlık , biraz koruma güdüsü küçüğünü , sevdiğini ..Ceketini verseydi ..Evden görülmeyen bir yerde bir köşede alsaydı ceketini..Saklanırcasına kaçışını seyretseydi  ardından..Eve vardığında yatağının üstüne uzansa ıslak gömleğini değiştirmeden..Yeniden defalarca yaşasaydı bu anları..Beynine kazısaydı her saniyesini..Annesi çağırmadan..
      Böyle istiyordu herhalde..
      Böyle oldu mu ? Bilemem..
      Yine yağmur yağıyor da...
     
     
   

6 Kasım 2012 Salı

Havanız nasıl..? Aşka hazırmısınız?


Hava kıştan önce ılıklığını gösteriyor bu günlerde..
Sonra lodos..
Lodos tarifsiz bir rüzgardır..
Aşka benzer..
Önce ılık ılık saçlarınızın arasında dolaşır..Kafanızı karıştırır..parmakları olan, olmayan saçlarınızı dağıtır..Aklınız kafanızın bir karış üstüne çıkar orada durur işinize yaramadan..Aptallaştırır diğer bir değişle..
Ardından kapıyı pencereyi çarpar acımasız gidişlerdeki sonlar gibi..Kapatırsınız..Pencere kapı aralarından girer siz istemeden..Uğultusu kulaklarınıza yerleşir..Ama gitmez..Dışarıda ağaçları ,tabelaları,elektirik direklerini sallar acımasızlığını anlatırcasına ,yıkmadan gitmeyeceğini gösterircesine..
Sertleşir gittikçe ...
Hüzünlüdür ,gözü yaşlıdır lodosun..
Önce hafiften camınızı tıklatır..Gidişin ,ayrılığın başlangıcında olduğu gibi damla damla yaşlarla...
Ardından öfkelenir..Sağnaklaşır damlalar..
Benden sonra tufan der..Öylede olur..
Yoğun yağış ve seller...
Şarkılarını artık hatırlamamız güçleşse de Gökhan Abur ve Bünyamin Sürmeli yarından itibaren Aşkın kapımızı çalacağını söylüyorlar ..Falcı değiller..
Havanız nasıl..?
Aşka hazırmısınız..?

5 Kasım 2012 Pazartesi

İçimden geldi..


Dün sana geldim.Sen istemeden..
Söylediğin yerde yoktun..
Ayak izlerin ..
Kokun ..
Solgun yapraklara attığın imza ..
Yağmurun çiseleyen ıslaklığı ..
Gül yapraklarının kurusundan esintili kıpırtı..
Acı tebessümünden bir eser..
Yoktun işte..
Orada bende yoktum..
İçimden gelmişti sana gelmek ..
Vazgeçti içim ..
Ben sana geldim..
Yalnız ben..
Diz boyu karı özlemiştim..
O da yoktu..
Ağlamıyordu gökyüzü..
Üstünden yüzyıllar geçmişti..
Dün sana geldim..İçimden geldi..
Yalnızdım..
Sonbaharı içime çektim ,derin bir nefes...
Eğip büküp kendisine benzemeyen şarkılarda yoktu..
Ben geldim ..
Yalnız ben..
İçimden geldi ,geldim..
İçim gelmedi..
Sende..




4 Kasım 2012 Pazar

Özledim seni diyebilmek ...

               Özledim seni..
               Yüreğinizden gelerek bir telefon da ,bir rastlantı da ,bir bakış sonrasın da ,bir ayrılığın bitiş anın da , bir mezar taşına yaslanarak , bir gece yalnızlığın da , onun sizi duyması imkansız bir yerde , ıslanmak üzere tek başına  çıktığınız bir yağmur yürüyüşün de ,yılın ilk karının yağışına adımlarınızla eşlik ederken söylediniz mi ??
               Sesli ya da sessiz bunu dillendirdiniz mi ??
               Özlediniz mi?
               O içten , o eksiklik duygusu var oldu mu yüreğinizin veya vücudunuzun bir yerinde?
               Elleriniz de bir boşluk ,saçınız da bir okşanış ,yüreğiniz de bi çırpıntı eksikliği..
               Duygularınız boğazınızı hiç sıktı mı ?
               Bir bağırışınıza sesiniz katılmadı mı ? Yüreğiniz bağırtınızın yüksekliğine eşlik etmedi mi?
               Aşk demiyorum..O da olabilir de.
               Özlemekten söz ediyorum..
               Eksiklikten..
               Eksik olmaktan..Eksikliği hissetmekten..
               Özlemekten ,özlüyorum , özledim seni ,özledim sizi demekten..
               Çiçeğe ,böceğe, gün ışığına ,açlığa ,tokluğa ,doymaya..
               Her ne varsa eksiğiniz..Ne olduysa..
               Annenize ,babanıza ,kardeşinize ,herhangi bir kişiye, sağ ,ölü, canlı ,cansız..
               Söylediniz mi ?
               Söylemediyseniz..Söyleyemiyorsanız..Söylemekten korkuyorsanız ...
               İçinizden başlayarak , önce fısıltıyla ,sonra duyması gerekenlere , sizi varlığıyla eksik bırakanların sizi duyacakları ,duyamayacakları ama hissedecekleri şekilde  dudaklarınızla, gırtlağınızla ,gözlerinizle , yüreğinizle söyleyin..Benim gibi..
              Beni eksik halde bırakan her şey , herkes ,bütün sevdiklerim..Dün gördüğüm ..Yüz senedir görmediklerim ..Eksiklerim..
              Özledim seni.
             

Kel bisikleti: Yine yeniden

Kel bisikleti: Yine yeniden :  Güneşin bol göründüğü günler geliyor yavaş yavaş. Işığın bollaşması biraz da senin ışıkla birlikte oluşun. Ne...