1 Kasım 2012 Perşembe

Ziyaretime yine gel..

Geçen gece rüyama girdin.. Elinde naylon kovboy bebeğin..Bir rüyaydın.. işte bana bakıyordun..Gözlerinin bebeğinde ben vardım.. Sanki var olmamıştın..Şaşkındım.. Islak parlak gözlerinde binlerce gelecek sorusu vardı..Benden soruyordun.. Bense bütün sorularının yanıtlarını biliyor ve susuyordum..Nasıl da koşarak yaşamak istiyordun hayatı..Bense senin bu heyecanını anlıyor ,yanlışlarının nerede olacağını biliyor ,düzeltmek için kımıldamak bile istemiyordum.. Saçlarını okşamak istiyordum..Ama okşatmak istediğin ben değildim..Biliyordum o günlerde ve daha sonrasında saçların okşandığında bunun çok güzel bir şey olduğunu öğrenecektin.. Yumuşaktın..Hırçınlığın daha bedenine daha girmemişti..Sakin sakin yaşamayı unutacaktın ilerliyen zamanlarda.. Binlerce yıl öteden gelmiştin..Oysa benim saydığım dakikalar bile etmiyordu.. Islandığın yağmurlar yoktu ,benim ıslandıklarım çoktu..Dondurucu soğuk altında az yanmadım..Sen daha ne olduğunu bilmiyorsun.. Küçük ellerin daha kartopu yapmasını bilmiyor..Oysa ben de unutuyorum artık..Yapmayalı epey uzun zaman oldu..Okuma yazmayı daha bilmiyorsun..Şiirler yüreğine çizikler atamıyor daha..Bir yazıya hüzünlenemiyor ,bir çaresizliği anlamıyorsun bile.. Tanımadığın bir dolu insan girecek hayatına..Bir dolusuna hayatının en değerli çiçeklerini vereceksin , çaldıracaksın.. Bir dolusunun sepetinde ki çiçekleri alacaksın ,çalacaksın..Bir kaçı isteyecek ,vermeyeceksin ..Verecek almayacaksın.. Dinlemediğin bir dolu söz ,nota ,görmediğin yığınlarca fotoğraf ,resim ,heykel,acı,tatlı ,hüzünlü ,neşeli her ne varsa seni ben yapacak.. Ben seni çok özleyeceğim.. Hadi git şimdi..Hesap verecek durumda değilim.. Sen ben olacaksın..Ve sana özlemim hiç bitmeyecek..Özlettirme kendini ara sıra yine gel.. Rüyalarımda bekliyor olacağım seni... Unutmadan elinde küçük kemancısı olan o hala en değerli arkadaşıma da selam söyle.. Yine gel çocukluğum..

30 Ekim 2012 Salı

Bir sonbahar kasveti..

Sabah bir baş ağrısıyla kalkarsın..Hava senden daha ağrılı ve karanlık..Akşamdan kalma olmadığını bilirsin..Nedir bu sıkıntı..Unuttuğun ,bir yerlerde bıraktığın bir şeyler ,yapman gereken işler varmış gibi bir hafıza karıştırırsın yok... Radyoyu açarsın..O senden de sıkıntılı..Ne dediğini ,ne çaldığını bilmezcesine kafası karışık..Sana bir şeyler vermektense almak yanlısı.. Yatakla az önce vedalaşmamış olsan ,tekrar koynuna girip ,başına yorganı çekip kaybolmakta vardı ama... Çaydanlığın çıkardığı sese kadar ,kendine bir yer beğenip ağırlığından kurtulamazsın.. Tadı sabahtan kaçmıştır gününün..Geceye kadar daha çok yorgunluk biriktireceksindir... Cam da bir tıkırtı..Az önce bütün siyahlığıyla sana günaydın deme lüzumunu hissetmemiş hava gözyaşlarıyla camından akmağa başlıyor.. Koltuğun ,kanepenin hiç bir yeriyle barışamıyorsun..Elinde soğutmaya çalıştığın çay bardağı bile ağırlaştıkça ağırlaşıyor ,bir yere bırakıp kurtulamıyorsun.. Hoş geldin sonbahar..Hoş geldin kasvet...

Kel bisikleti: Yine yeniden

Kel bisikleti: Yine yeniden :  Güneşin bol göründüğü günler geliyor yavaş yavaş. Işığın bollaşması biraz da senin ışıkla birlikte oluşun. Ne...