3 Ocak 2013 Perşembe

Mutlu yıllar bebeğim...

               Nasıl derler bilirsin ya..
               Hani dolu dizgin yaşanmış bir gecenin ardından bayram gibi bir sabaha uyanırsın ya...
               Yorganın üstünden gözünü açmadan çoraplarını bulmaya çalışırsın , yataktan çıkmadığına kendini inandırmak için yorganı sırtına alıp kalkarsın ya yataktan..
               Beklediğin bir şey varmış gibi..
               Biri bacadan girip salondaki süslü çamın altına senin için bir paket bırakmış düşündesindir ya..
               Öyle kalk bu sabahta öyle bir sabah gibi..
               Yüzüne en sevimli halini gösteren bir tebessüm al ,en tazesinden , en sevimlisinden. Yorgana sarınarak koltuğa bırak kendini .Ayaklarını karnına çek otur..Derin dolu dolu bir nefes çek içine..Gözlerini yavaş yavaş aç..
                Göğsümde bir ağrı yine..Geyiklerin çan sesleriyle geçişlerini duyar gibiyim gökyüzünden. Geldiklerinde bende binip gitsem mi diyorum..Öyle derin derin geçmişi düşünmeden ..Bir kahve molası tadında bırakıp burayı ,düşleri ,hayalleri ,anıları ,yıldızları doldurup çuvalıma sırtlayıp bende binsem mi o kızağa ?
               Kar çok güzel yağıyor ..Kalınlaşacak sabaha dek..Yürüyüp gitsem ayak izlerim olmadan ,ses çıkarmadan..Gittiğim yeri ilk defa bilmeden..
              Sen baksan çamın altına ..Bir kutu bırakılmış sana..Kutu hayatın olsa..Sırtındaki yorganı bırakıp kalksan açsan kutuyu yavaş umutlu hareketlerle .Kutu boş..
              İçinde ben olmasam..
              Sadece bir ses duysan neden geldiğini bilmediğin..
              Bundan sonra hep duyacağın bir ses ta yüreğine işleyen..
              Mutlu yıllar  bebeğim...

Hiç yorum yok:

Kel bisikleti: Yine yeniden

Kel bisikleti: Yine yeniden :  Güneşin bol göründüğü günler geliyor yavaş yavaş. Işığın bollaşması biraz da senin ışıkla birlikte oluşun. Ne...