Romantik şarkıların dünyasıydı o zamanlar. Aşık olamasanız bile aşık olmak zorunda hissederdiniz kendinizi.Sadece şarkılar romantik değildi .Kar yağdı mı evdeki her birey (kediler ,köpekler dahil) kendisini o karın getirdiği hafif serin ama ısıtan rüzgara bırakır gecenin yarılarına kadar , iç çamaşırlarının bile sırılsıklam olmasına , bir yerlerinin donma noktasını çoktan geçmiş olmasına rağmen dışarıda o romantik havayı dibine kadar solumaya çalışırdı.
İlk bahar geldiğinde ise yazın geliyor olması bir telaş verirdi insana .Bir yere gideceğin yok ,gitsen bile genelde son dakika da belli olur. Tatil geliyor ya basardı yüreğini hüzün.Okul tatil olunca göremeyeceğin o kaçamak bakışların , sırların , içinde büyüttüğün hikayenin yaşanmıyor oluşumu , o hikayenin paylaşıldığı dostlarınla ayrılacak oluşun mu seni hüzünlendirir farketmezdi.
O yılların ,o günlerin hüzün tetikleyicilerinin en ünlülerinden biri Alpay dı.
Her nasılsa bir Eylül şarkısı olmasa da Eylül denilince hemen akla gelen bir şarkı olan ''Eylül de gel ,,
dilime takıldı bu sabah .Nereden duydum? Duydum mu ? Ya da birisi Eylül mü dedi ?.
Dilime dolandı işte ''Eylül de Gel...,,
Gelir mi ?
Eylül geldi de.
2 Eylül 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kel bisikleti: Yine yeniden
Kel bisikleti: Yine yeniden : Güneşin bol göründüğü günler geliyor yavaş yavaş. Işığın bollaşması biraz da senin ışıkla birlikte oluşun. Ne...
-
Öncelerden bir yerde daha önceden varsa daha öncesi iz bırakıp gitmişliği bırakmadan olsa kalmasa izi sokak ortasında göz göze gelmişlikten...
-
Nasıl derler bilirsin ya.. Hani dolu dizgin yaşanmış bir gecenin ardından bayram gibi bir sabaha uyanırsın ya...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder